KOLAJEN

Kolajen insanlarda ve hayvanlarda deri, kemik, kıkırdak ve tendon gibi farklı bağ dokularda bulunan ve toplam proteinin yaklaşık 1/3’ünü oluşturan önemli bir proteindir. Yaşlanma ve diğer dış etkenler sebebiyle kolajen sentezinin azalması; deride kırışıklık ve lekelenmelere, bağ doku ve kıkırdakların esnekliğini kaybetmesi sonucu osteoporoz ve romatizma gibi sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına sebep açmaktadır.

Kolajen ekstraksiyonu için yaygın olarak kullanılmakta olan hammaddeler, kemik, kıkırdak, tendon, deri veya postlardır . Ticari olarak üretilen kolajenlerin çoğu özellikle sığır ve domuz gibi memeli hayvanların yan ürünlerinden elde edilmektedir. Fakat, sığırlarda görülen deli dana hastalığı (BSE), şap hastalığıve inanca dayalı kısıtlamalar gibi problemler, araştırmacıları kolajen için çeşitli hammaddeler arayışına yönlendirmiştir. Son zamanlar yapılan çalışmalarda kolajen eldesi için balık yan ürünlerinin kullanımı alternatif ve güvenilir bir kaynak olarak görülmektedir.

Klinik çalışmalar neticesinde belirlenen hidrolize kolajenin insan sağlığı üzerindeki etkileri şunlardır ;

 Gıdalarda düşük glisemik indeks

 Yüksek protein miktarı ve kalitesi sayesinde beslenmeyi destekleme

 Antioksidan özellik

 Saçları uzatıcı ve kuvvetlendirici etki

 Deride esnekliği arttırıcı etki ve genç görünüm sağlama

 Derinin su tutma kapasitesini ayarlama

 Deride oluşabilecek kırışıklık problemini engelleme

 Derideki pürüzsüzlüğü arttırma

 Eklem ağrılarını azaltma

 Ense ve kolun ön kısmının nem içeriğini önemli derecede arttırma

 Kemik erimesini engelleme

 Eklem iltihabını engelleme

 Epidermis hücrelerini arttırma

Yapılan klinik çalışmalara göre hidrolize kolajenin eklemleri güçlendirdiği, hasarlardan koruduğu, romatizma, osteoartiritis gibi eklem rahatsızlıklarında meydana gelen ağrıları azalttığı ve kemik yoğunluğunu dikkate değer seviyede arttırdığı, derinin su tutma kapasitesini arttırdığı, cilt kusurlarında iyileşme sağladığı, fibroblast hücrelerinin gelişimini hızlandırdığı tespit edilmiştir. Ayrıca hidrolize kolajenin, kıkırdak matriks sentezinde ve osteoartrit ile mücadelesinde zengin amino asit içeriği rol oynamaktadır. Çalışmaların bir kısmına göre hidrolize kolajenin C vitamini ile zenginleştirilmesi yoluyla etkinliğinin arttığı görülmüştür.

Beslenmenizde et suyu, kemik suyu, tavuk suyu(aşırı olmadan çorbalara takviye ile ve güvenilir yerden alınan et kaynağı ile), kırmızı, turuncu ve mor renkli sebzeler, yumurta, Omega3 kaynağı olan balık ve turunçgillerin doğru ve düzenli bir şekilde tüketilmesi kolajen anlamında destek sağlayan besinlerdir.

Kolajen Dokuyu Korumak ve Aktif Tutmak İçin Öneriler

Öncelikle sağlıklı kalmak için yaşam tarzı değişiklikleri yapılması gerekmektedir. Sadece bir besin takviyesi kullanarak mucize beklemek doğru bir yaklaşım değildir. İlk yapılması gereken var olan kolajeni korunmaktır.

Kendi kolajeninizi korumak için dikkat edilmesi gerekenler ;

  • Egzersiz, kolajen yapımına destek veren en etkili yöntemdir. Düzenli egzersiz yapın.
  • Sağlıklı ve dengeli beslenerek; protein, vitamin ve mineralleri gerçek gıdalardan almaya özen gösterin.
  • Kemik suyu, yumurta, balık, fasulye gibi yiyecekler bu konuda idealdir. Kolajen üretimini artırmak ve var olanı korumak için etkili yollardan biri de bir vitamin A türevi olan retinol kullanmaktır. Retinol yanında vitamin C serumlar da antioksidan etki ile kollajen yıkımını azaltmaktadır.
  • Cildinizi kolajen yıkımından korumak için sigarayı bırakın, güneşten mutlaka korunun, düzenli ve yeterince uyuyun, şeker ve rafine edilmiş ürün tüketmeyin.
  • Deride kolajen üretimini uyaran lazer, fraksiyonel radyofrekans (altın iğne), dermapen, dermaroller, PRP uygulamaları bir dermatoloji uzmanı tarafından yaşa ve ihtiyaca göre seçilerek düzenli olarak uygulanmalıdır.

Uzman Diyetisyen

Hande MARTİN BÜTÜN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir